23 Kasım 2011 Çarşamba

AYNA
   Ayna, tarihi Narcissus’un öyküsüne dayanacak kadar eskidir..Yaşam alanımızda belkide en vazgeçilmez objelerin başında yer alır .Ve belkide karşısına geçerek üstümüzü başımızı düzeltip süslenirken bir yandan sorular sorduğumuz ve en doğru cevapları daha sorarken duyduğumuz tek obje..İşaret eder aynalar rehberlik eder, ve ikaz eder bizi hiç seslerini duyurmadan avaz avaz bağırarak.. Aynaya yüzümüzle değil kalbimizle bakıyorsak ve kalbimiz yara berelerle dolu ise bunu yenmenin tek şekli aynaya daha fazla bakmak daha fazla yüzleşmektirKusurumuzu teşhis eder her ayna, aksayan yanımızı söyler bize ve biz ona bu hizmeti için ne bir teşekkür ederiz ne de bir ücret öderiz..Çıkarsızdır ayna..Tıpkı bir dost gibi..
   Dost dediğimiz de bir ayna gibi bize kusurumuzu söyleyendir, kusurumuza rağmen bizi seven ve düzeltilebilitesi varsa elinden geleni yapandır.Ayna dosttur, dost aynadır..Eğer bir ayna düşmanlığımız olmaya başlamışsa muhtemelen bu düşmalığı kendimiz üretmişizdir ve bihaberdir bundan kendisi..Hayatımızda bir şeyler yolunda gitmiyordur ve bir eksiklik vardır..Ayna ile küslük kedimizle küslükten başka bir şey değildir..Aynaya bakınca duyduğumuz keder ve peşisıra öfke de hep bu küslüktendir..
   Aynalar ihtiyaç duymayanın dostu çoktur diye düşünürüm hep çünkü ayna gibi dostları vardır..Bozulmuş saçımızı, yüzümüzdeki lekeyi sivilceyi, gözümüzdeki çapağı, kıvrılmış, kırışmış elbiseyi, üstümüzdekilerin bize yakışıp yakışmadığını..Aynada görebiliriz bütün bu sayılanları..Ya kendimizle ilgili kusurlar, eksikler, hatalar..Ya bunları söyleyebilir mi bir ayna? Elbette hayır, sadece bunların üstümüze başımıza giyim kuşamımıza yansımış fiziksel tepkilerini yansıtabilir kısmen..Ama asıl ayna kendini içimize ayna gibi tutan dostlardır..Kusurlarımızı, hatalarımızı hep hüzün olcak değil ya neşemizi sevincimizi bize gösteren acımızla acılanan neşemizle neşelenendir ayna yani “dost”.. Evet kusurların söylenmesi elbette acıtır  ancak söyleyen ses bir dosttan yükseldiğinde acıtmaz..Çünkü biliriz maksadının incitmek, yermek olmadığını..Kendimizi toparlamamız ve onarmamız içindir o ses..Ve biz bunu yaparken hep yanımızda, hep destekçimizdir o dost sesi..Aynası dost olanın kusuru kusur kalmaz ve neşesine neşe katılır velhasıl…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder